İlerleyen yaş, yerçekiminin etkisi, genetik faktörler, güneş ışınları, sigara, alkol, stres, ani kilo kaybı, çevresel unsurlarla cildimiz içeriden ve dışarıdan yıpranır. Cildimizde bulunan kollajen, elastin ve hyalüronik asit miktarı azalır, cildin altındaki yumuşak dokular azalmaya başlar. Bütün bunlar,  ciltte hacim kaybına, sarkmalara, elastikiyet kaybına ve kırışıklıklara sebep olur.

Cilde kaybettiği hacmi yeniden kazandırmak, pürüzsüz olmasını sağlamak ve yüz hatlarını düzeltmek için deri altına şekillendirmek ya da azalan yumuşak dokuyu, yağ dokusunu desteklemek amaçlı hyalüronik asit bazlı bir içerik enjekte edilmesine “Dolgu Uygulaması” adı verilir. Kişinin kendi yağ dokusunun işlemden geçirilerek enjekte edilmesi de dolgudur ancak dolgu işleminden ilk etapta hyalüronik asit dolgular anlaşılır, en sık da bu dolgular yapılır.

Dolgu uygulamaları günümüzde vücudun pek çok bölgesinde şekillendirme, destekleme ve deformasyonların giderilmesi amaçlı kullanılmaktadır. En yaygın olarak, yüz bölgesine uygulanır. Yanaklarda meydana gelen sarkma görünümünün hafifletilmesi, elmacık kemiklerinin belirginleştirilmesi, dudakların dolgunlaştırılması, asimetrik dudak görünümünün simetrik hâle getirilmesi, dudak üstü ve çevresinde oluşan kırışıklıkların giderilmesi geride olan çene ucunun desteklenmesi, çene hattının belirginleştirilmesi, uygun hastalarda burun kemerinin giderilmesi burun ucunun kaldırılması, kaşların arasında ve alında oluşan kırışıkların giderilmesi, için etkili sonuçlar alınan bir yöntemdir.

Dolgu maddeleri 3 temel amaçla kullanılmaktadır:

1. Genetik olarak ya da diğer nedenlerle hacmi azalmış dokuların (yüz, el sırtı, burun vb.) hacmini artırmak (volume),
2. Sarkan dokuları kaldırmak (lifting),
3. Cildin elastikiyetini artırarak yüzeysel ya da derin kırışıklıkları açmak, deriyi sıkılaştırmak (tightening).

Bu üç farklı amaç için yoğunluğu, akışkanlığı ve etki süresi farklı dolgu maddeleri kullanılmaktadır. Özellikle yüz bölgesinde oluşan sarkma, hacim kaybı ve kırışıklıklarda dolgu enjeksiyonları oldukça başarılıdır.

En çok tercih edilen dolgu malzemeleri ortalama 4-6 ile 9-12 ay arası kalan geçici dolgu malzemeleridir. Vücutta bulunan yapısal maddelerden ya da bu yapısal maddelerin yerine konabilecek kimyasal maddelerden oluşan geçici dolguların, alerji potansiyelinin daha düşük olması ve uygulama sonrası oluşan istenmeyen etkilerin dolgunun kalıcılık süresi ile sınırlı olması en önemli tercih nedenidir.

Geçici dolgu malzemeleri arasında da en çok tercih edilen hyalüronik asit içeren yani kalıcı olmayan dolgulardır. Hyalüronik asit, tüm canlıların derisinin dermis tabakasında yer alan bir maddedir. Deri dışında göz, eklem ve kas dokusunda da bulunmaktadır. Su tutma özelliği sayesinde cilt elastikiyetinin sağlanmasında önemli bir rolü vardır. Uygulanacak bölgeye ve elde edilmek istenen etkiye göre kullanılacak hyalüronik asit dolguları farklılık gösterir. Göz altı çukuru ve yüzün ince çizgilerinde akışkanlığı fazla, yoğunluğu az olan dolgular; yanak, dudak ve nasolabial oluklarda akışkanlığı daha az biraz daha yoğun dolgular; elmacık, burun, çene gibi derin plan uygulamalarda ve yüz şekillendirmesinde ise akışkanlığı en az, yoğun dolgular kullanılmaktadır. Hyalüronik asit içeren dolgular cilde hacim verme, cildi kaldırma (lifting) ve sıkılaşma gibi direkt etkilerinin yanı sıra, kollajen üretimini ve doku yenilenmesini (rejenerasyon) uyardığı için eridikten sonra bile uygulanan bölgede ilk haline göre çok daha iyi bir görünüm sağlarlar.

Dolgu işlemleri acılı ve ağrılı değildir. İhtiyaç halinde işlem öncesi anestezik kremler sürülebilir. Antiseptik maddeyle cilt temizliğinin ardından, uygulama yapılacak noktalara özel enjektör yardımı ile iğne ya da kanül (ucu sivri ya da keskin olmayan çok ince metal bir boru) kullanılarak kırışıklıkların alt kısmını doldurur ve bu sayede kırışıklık görünümünü ortadan kaldırır. Aynı anda farklı bölgelere birden fazla dolgu maddesi kullanılabilmektedir.

Hyalüronik asit içerikli dolgular, olası bir komplikasyon gelişmesi, fazla miktarda uygulanması ya da görünümden rahatsız olunması durumunda Hyalüronidaz adlı enzim uygulanarak anında, derhal eritilebilirler. Bu nedenle diğer dolgulardan çok daha güvenli ve yaygın olarak kullanılmaktadırlar.

Dolgu enjeksiyonları; yüzde sarkma olan yerler, elmacık kemiklerinin olduğu bölge, dudaklar, kaşlar, dudak etrafındaki mimik çizgileri, kaş arasındaki çizgiler, akne ve yara izlerinin olduğu bölge, burun bölgesi, çene hattı, ağız kenarından çeneye doğru uzanan hat ve burun kanatlarından dudak köşelerine inen kırışıklıklara uygulanabilmektedir.

Dudak dolgunlaştırma tedavisi ortalama 15-20 dakika sürer. Dolgu maddesi çok ince bir iğneyle cildin içine enjekte edilir. Uygulama yapılmadan önce dudak bölgesine anestezik krem uygulanır. Kişi, uygulama sonrası günlük hayatına dönebilir. İlk kez uygulanıyorsa 2 hafta sonra tamamlayıcı bir uygulama daha gerekebilir. Kalıcılık süresi dolgunun konsantrasyonu ve kişinin cilt yapısına göre ortalama 6-12 aydır.

Hyalüronik asitle yapılan dolgu işlemiyle ince dudak yapısı dolgunlaştırılır ve dudaklardaki asimetriler düzeltilebilir. Dudak konturü yeniden belirlenebilir, hacmi artırılabilir, dudak köşeleri doldurularak şekillendirilir ve nemlenmesi sağlanır.

Dudaklar estetik görünüm ve fonksiyonel açıdan yüzümüzün önemli bir yapısıdır. Tüm dudak şekilleri çekicidir ancak bazılarının hafif, doğal görünümlü hacim artışına ihtiyacı varken, asimetrik dudakların da orantılanmak üzere hafif bir düzeltmeye ihtiyacı olabilir. Zaman içinde üst dudağın ve alt dudağın uzaması ile dudaklar incelir. Dudak büyütme ya da diğer adıyla dudak kalınlaştırma işlemleri, dudakları yapısal olarak ince olan ya da zamanla incelen dudaklarını güçlendirmek isteyenlerce tercih edilir.

Dudak dolgusu işleminde kullanılan dolgu maddesinin tipi ve markası çok önemlidir. Günümüzde en çok hyalüronik asit içeren ürünler kullanılır. Hyalüronik asit dolgu maddeleri dudaklara dolgun, nemli ve daha çekici görünüm kazandırır. Dudak dolgusu ile kişinin dudaklarının doğal görünümü bozulmadan hacim, şekil ve dudak konturunun belirginleşmesi sağlanabilir.

Hyalüronik asit dolgu maddesi, dudak büyütmek için ince bir iğne kullanılarak cilt altına enjekte edilen akışkan bir jeldir. Anestezik kremle dudaklar uyuşturulur. Dolgu maddelerinin kalıcılığı, kullanılan ürüne göre değişse de ortalama 6-8 ay arasında değişir. Bu madde, su tutucu özelliğinden dolayı cilde hacim verir ve sonrasında vücut tarafından metabolize edilerek etkisi sonlanır. Uygulanacak bölgeye ve hacim kaybının derecesine göre kullanılacak hyalüronik asit dolguları farklılık gösterir. Ağız köşesi arasında kalan hafif kıvrımlarda ve dudak hacimlendirmesinde daha yoğun dolgu maddeleri tercih edilir.

Dudak dolgu maddesi uygulama sonrası kişi sosyal hayatına hemen dönebilir, bunun yanında bazı uyarıların dikkate alınması gereklidir. Uygulama sonrasında dudaklarda belirginleşme ve ödem oluşacaktır. Ödem ve şişlik 1-2 gün içerisinde gerileyerek dudaklar normal görünümüne kavuşurlar. Uygulama sonrası birkaç saat çok sıcak ve soğuk sıvı alınmaması, dudaklara çok sıcak ve soğuk temasından kaçınılması gerekir. Uygulama sonrası dudaklara 24 saat ruj sürülmemeli, 3-4 gün sert masaj yapılmamalıdır.

• Dolgu uygulamaları 18 yaşını doldurmuş uygun şartlara sahip herkese yapılabilir. Gebelik ve emzirme dönemlerinde dolgu yaptırılmamalıdır. İşlem için anne adaylarının doğum sonrasında emzirme dönemini de tamamlamayı beklemesi gerekir. Cildinde enfeksiyon ya da iltihaplanma olanlar için de dolgu işlemleri uygun değildir. Kullanılan dolgu maddelerine karşı duyarlılığı olan kişiler de dolgu yaptırmamalıdır.

Bu işlemin kalıcılık süresi cinsiyet, yaş, uygulama alanı ve dolgu türü ve kalitesi gibi etkenlere bağlı olarak değişmektedir. İşlemin etkisi ortalama 8- 18 ay arası değişir. Dolgu maddesi eridiğinde bile etkisi az da olsa devam eder. Bu yüzden toplam etki süresi 3 yılı bulabilir. Düzenli olarak dolgu yaptıranlar, daha uzun süre bu işlemin etkisinden faydalanabilirler.

Dolgu işlemelerinden sonra görülebilecek yan etkiler; kızarıklık ve morluk gibi etkilerdir ve geçicidirler. Hyalüronik asitle yapılan estetik dolgu işlemlerinde oluşabilecek yan etkiler; enjeksiyon yerinde ağrı, kanama, şişlik, nodül ve renk değişikliğidir. Nadiren geç dönemde granülom ve apse oluşumu görülebilir. Dolgu uygulamaları sırasında dikkat edilecek en önemli husus, kullanılan ürünün steril ve uygun şartlarda muhafaza edilmesi ve kişiye özel uygulanmasıdır. Sağlık alanı dışında kullanılan hiçbir malzeme, dolgu malzemesi olarak kullanılmamalıdır.

İşlemden önce kan sulandırıcı özellikte olan ilaçlar kullanılmamalıdır. Yeşil çay, sarımsak, ginseng, balık yağı, ekinezya, C ve E vitamini kullananlarda işlem sonrası morarmanın biraz daha fazla olduğu gözlenmiştir. Düzenli olarak kullanılan ilaçlar varsa doktora mutlaka işlem öncesinde bilgi verilmelidir.

Uygulama yapılan bölgede hafif bir kızarıklık, hatta bazen morluk ve şişlik (ödem) görülebilir. Bu morluk ve kızarıklık geçicidir ve 1 ila 5 gün içerisinde kendiliğinden ortadan kalkar. Dolgu sonrasında kişi günlük yaşamına hemen geri dönebilir Uygulamayı takip eden birkaç gün boyunca aşırı egzersiz ve aşırı mimik hareketleri yapılmamalı, sırt üstü pozisyonda yatılmaya özen gösterilmelidir. Doktorun belirttiği süre boyunca güneşlenmemek gerekir. Bir hafta kadar solaryum, sauna, hamam gibi ortamlardan uzak durulmalıdır.

Hyalüronik asit ve sentetik maddeler ile gerçekleştirilen dolgu işlemleri, ameliyat (cerrahi işlem) gerektirmez. Ortalama 15-20 dakikalık bir süre içerisinde ve klinik ortamında bu dolguların  tamamlanması mümkündür. Yağ enjeksiyonu ile dolgu yapıldığında ise hastanın kendi bedeninde bulunan fazla yağ dokusu kullanılacağı için yağ alma işlemi alınan miktar ve işlem alanına göre lokal ya da genel anestezi altında, ameliyathane koşullarında alınmaktadır.

Evet, ciltte yenileme etkisi sunan lazer uygulaması, fokuslu ultrason ve PRP işlemlerinin ardından dolgu yapılması mümkündür.

Fakat Hyalüronik asitli dolguların mutlaka ısı veren işlemlerden sonra yapılması önemlidir. Dolgu işleminin ısı veren işlemlerden önce yapılması, dolgunun etkisinin azalmasına yol açabilir. Dolayısıyla cilt için uygulanacak işlemlerin sırası önemlidir.

Dolgu uygulamaları kalıcı mıdır?

Dolgu uygulamaları kalıcı değildir. Uygulamaların etkisi, kullanılan dolgu maddesi gibi faktörlere bağlı olarak 8 -18 ay arasında değişir.

Dolgu uygulamasından sonra yüzde nasıl bir değişim beklenir?

Dolgu uygulamasındaki amaç yüzü daha genç, hacimli haline çevirmeye çalışmaktır (gençleştirme, rejuvenation). Yüzde dolgu uygulamasının bir diğer amacı da yüzdeki oranları yeniden kurmak, harmoniyi sağlamak, gençlik üçgeni ve yüz ovali gibi yapıları yeniden oluşturmaktır.

Dolgu işleminin etkisiz olma ihtimali var mı?

Dolgu işlemleri doğru şekilde yapıldıklarında istenilen sonucu vermektedirler. Kullanılan dolgu maddesinin kalitesi de işlem sonucunu etkileyen bir diğer unsurdur. Dolgu işlemi için deneyimli bir doktorun tercih edilmesi, işlem başarısının yüksek olmasını sağlar.

Dolgu eritme işlemi nasıl yapılır?

Hyalüronik asit içerikli dolgular, olası bir komplikasyon gelişmesi, fazla miktarda uygulanması ya da görünümden rahatsız olunması durumunda Hyalüronidaz adlı enzim uygulanarak anında eritilebilmektedir. Bu nedenle diğer dolgulardan çok daha güvenli ve yaygın olarak kullanılırlar.

Dolgu yaptırmak tehlikeli mi?

Dolgu işlemelerinden sonra nadiren yan etkiye rastlanılır. Bu olası yan etkiler; kızarıklık ve morluk gibi etkilerdir ve geçicidirler. Hyalüronik asitle yapılan estetik dolgu işlemlerinde oluşabilecek yan etkiler; enjeksiyon yerinde ağrı, kanama, şişlik, nodül ve renk değişikliğidir. Nadiren geç dönemde granülom ve apse oluşumu görülebilmektedir. Dolgu uygulamaları sırasında dikkat edilecek en önemli husus, kullanılan ürünün steril ve uygun şartlarda muhafaza edilmesi ve kişiye özel uygulanmasıdır. Sağlık alanı dışında kullanılan hiçbir malzeme, dolgu malzemesi olarak kullanılmamalıdır.

Yüz dolgusu nedir?

Yüz dolgusu; yanaklarda meydana gelen sarkmaların giderilmesi, elmacık kemiklerinin belirginleştirilmesi, kaşların arasında ve alında oluşan kırışıkların giderilmesi, asimetrik dudak görünümünün simetrik hâle getirilmesi, dudak üstü ve çevresinde oluşan kırışıklıkların giderilmesi için sıklıkla başvurulan bir yöntemdir.

Yüz dolgusu erkeklerde uygulanır mı?

İlerleyen yaş, yerçekiminin etkisi, genetik faktörler, güneşin ışınları, sigara, alkol, stres, ani kilo kaybı, çevresel faktörler gibi çeşitli faktörler cildimizde bulunan kollajen, elastin ve hyalüronik asit miktarlarının azalmasına, cilt altı yağ tabakasının incelmesine neden olmaktadır. Bu hem erkekler hem de kadınlar için geçerlidir. Cilde kaybettiği hacmi yeniden kazandırmak, cildin pürüzsüz olmasını sağlamak ve yüz hatlarını düzeltmek için erkekler de dolgu uygulamalarını tercih ederler ancak bu işlemle erkeksi hatlar korunmalı ya da oluşturulmalıdır, dolayısıyla erkeklerde kadın hastalardan farklı alanlarda ve miktarlarda dolgu uygulanabilir.

Nazolabial dolgu nedir?

Yüze yapılan geçici estetik dolgular, uygulandıkları bölgenin ismi ile anılmaktadırlar. Nazolabial bölge, burun ile çene arasında, dudakların her iki kenarını da kapsayan, yanağın iç kısmı ile dudak ve burun arasında kalan katlanma hattıdır. Nazolabial dolgu da herhangi bir nedenle nazolabial bölgede meydana gelen deformasyonları ortadan kaldırmak için uygulanan dolgu işleminin adıdır.